---

 

 

Doğa Severler İle Bu Kez De Misya Yolu'na Gidiyoruz

         Özet Bilgi:

         Gidiş: 19 Nisan Saat: 5.30

         Dönüş: 20 Nisan (geç saatler)

         Ulaşım: Midibüs (27 kişilik)

         Konaklama: Otel

         Herkese merhaba;

         Kapıdağ yarımadasının en güzel parkurlarını İstanbuldoğa ile yürümeye davetlisiniz. 1 gece konaklamalı bu etkinliğimizde iki farklı rotayı yürüyecek, manzaraların keyfine varacağız. Tarihi Kirazlı Manastırı ve yarımadanın uç noktalarından Ballıpınar uğrak yerlerimizden olacak. 

         KAPIDAĞ YARIM ADASI 

          Balıkesir’in Erdek ilçesine bağlı olan Kapıdağ, güneyinde Marmara, Avşa ve Paşalimanı ile çevrili olan bir yarımada. Önceden ada olan bu bölge, dalgaların çok vurması ve birikmesi sebebiyle, zaman içerisinde bir yarımada haline dönüşmüş. Su kaynakları bakımından zengin bir bölge olup, antik çağlardan beri yerleşim vardır. Bölgede bilinen en eski yerleşim yeri Kzikos'tur. Yarımadanın 17.686 hektarını ormanlar oluştur. Kara ile birleştiği kıstağın doğu yanında Bandırma Körfezi, batı yanında ise Erdek Körfezi yer alır. Kapıdağ yarımadası oluşum bakımından tombolo'ya örnektir.

      19 - 20 Nisan tarihlerinde, Marmara Bölgesi'nin gözbebeği olan; doğası, tarihi, huzur ve keyif dolu manzaraları, endemik bitki örtüsü, tarihi eserleriyle ilgi uyandıran yarımadası Erdek - Kapıdağı Yarımadası'nda, 2 gün boyunca Misya yolu Erdek bölümü parkurlarını yürüyeyeceğiz.

     Program Özeti:

• 1. gün: Tatlısu köyü - Kyzikos Antik Kenti doğa yürüyüşü. 13 km, Kolay / Orta. Ardından otelimizde keyfili bir akşam. Akşam yemeği için serbest zaman.

• 2. gün: Otelimizde açık büfe sabah kahvaltısından sonra, Kapıdağ'ın en meşhur rotası Ballıpınar - Kirazlı Manastırı - Tatlısuköyü doğa yürüyüşü, 13 km'dir, muhteşem manzaralara sahiptir, orta kategoridedir. Ardından İstanbul'a dönüş.

 

Misya Yolları

       Mysia, Anadolu’nun kuzeybatısında yer alan ve kuzeyde Propontis (Marmara Denizi), batıda Ege Denizi ve Troas, doğuda Bitynia, güneydoğuda Frygia, güneyde Lydia ve güneybatıda Aiolis ile çevrilmiş bir Antik Çağ bölgesidir.

      Mysia coğrafyasının batı sınırını Gönen Çayı (Aesipos), doğu sınırını ise Orhaneli Çayı (Rhyndakos) ve Nilüfer Çayı (Odrysses) çizer. Bölgenin başlıca yükseltileri batıda Kazdağları (İda), doğuda Uludağ (Olympos) ve güneydoğuda Simav Dağı’dır.

      (Temnos) Çıplak elle ve mızrakla savaşan aslan yürekli Mysialılar savaşçı bir halk olarak büyük üne sahiplerdi. Başka ordularda paralı asker olarak savaşırlardı. Homeros; at besleyen Trakyalılar, sütle beslenen şanlı Hippemolgolar ve insanların en doğruları Abiilerle birlikte, göğüs göğüse dövüşen Mysialıları da Troialıların müttefikleri arasında zikreder.

 

Muhteşem manzaraları ve endemik bitki örtüsü ile: Kapıdağ Yarımadası

    

       Türkiye'nin doğal güzelliklerinin başında gelen Kapıdağ Yarımadası, adeta gizli bir cennet gibi. Yemyeşil doğası, berrak denizi ve huzur veren atmosferi ile yerli ve yabancı turistlerin gözdesi haline gelmiş eşsiz bir yerdir. Yarımadanın kendi özgün bitki türleri, flora çeşitliliği açısından önemli bir çekicilik sunar. Kapıdağ Yarımadası sakinleri, ezelden beri bölgenin bitkileriyle fazlaca haşır neşir. Bitkileri içerek ya da sürerek şifa niyetine, kozmetik ya da yakacak olarak, olmadı hayvan yemi, yapı malzemesi, böcek kovucu ve boya malzemesi olarak kullanıyorlar. Anadolu’nun en zengin biyolojik ve kültürel çeşitliliğe sahip bölgelerinden biri.

      Geleneksel bitki bilgeliği

      Bilimsel kaynaklara göre Kapıdağ Yarımadası’nda şu ana kadar 10 tanesi Türkiye’ye özgü endemik bitki türü olmak üzere toplam 668 bitki türü tespit edilmiş. Bu bitkilerin en az 88 tanesinin, başta gıda ve tıbbi amaçlı olmak üzere yakacak, bitki çayı, süs bitkisi, boya hammaddesi ya da farklı amaçlarla kullanıldığı tespit edilmiş. Kapladığı alan olarak Türkiye’nin sadece yüzde 0.04’ü kadar olan bu yarımadada Türkiye’deki bitki türlerinin yaklaşık yüzde 6’sının bulunması ve bu bitkilerin yüzde 13’ünün yöre halkı tarafından kullanılması bu bölgeye adeta bir bitki cenneti ve yaşayan etnobotanik miras özelliği kazandırıyor.

       Sarı kantaron (Hypericum perforatum) kantaron yağı ya da çayı şeklinde kullanılıyor. Kocayemiş (Arbutus unedo) meyveleri taze yeniyor, marmelat yapılıyor, dalları yakacak olarak, yaprakları keçi yemi olarak kullanılıyor. Katırtırnağı (Spartium junceum) çalısının hoş kokulu çiçekleri evlerde süs, dalları süpürge olarak kullanılıyor.

      "Balık soğanı" olarak da adlandırılan Kapıdağ mor soğanına coğrafi işaret verildi. Kapıdağ, mor soğanda Sicilya ve Avustralya'dan sonra dünyada belgeli üç yöreden biridir.

Dünyanın en'lerini içeren Kyzikos Antik Kenti

    

       Kizikos (Grekçe: Κύζικος), günümüz Erdek ilçesi yakınlarında, Marmara Denizi kıyısındaki Misya antik kentidir.  Kyzkos bugün "Belkıs" ve "Balkız" olarak da anılmaktadır. Kentin yerleşim alanı kuzeyde Dindymos Dağı (Ayı Dağı), Hamamlı ve Belkıs (Yeniköy) köyleri; batıda Erdek Körfezi ve Düzler Köyü, güneyde Erdek-Edincik-Bandırma karayolu; doğuda Aşağıyapıcı Köyü ve Bandırma Körfezi ile sınırlanmıştır. Kyzikos, bulunduğu konum nedeni ile Propontis denizi, (Marmara denizi) küçük Asya'nın batı dünyasına açılmasını sağlayan en önemli etkenlerden bir tanesidir. 

      Antik çağın büyük coğrafya bilimcisi Amasyalı Strabon, Kyzikos'un bu durumunu, güzellik, büyüklük ve yönetimin mükemmelliği ile Asya‟nın en önemli kentleriyle yarışır durumda olduğunu ve kentin yerleşim düzeninin Rhodos, Massalia ve Karthago ya benzediğini söyler. Tüm bunların yanı sıra, M.Ö. 6. yüzyılın ortalarından itibaren bastığı elektron sikkeler kentin hem ticaretinin gelişerek zenginleşmesine hem de ünlenmesinde önemli katkı sağlamıştır. Belkıs köyü ve Hamamlı köyleri arasında kalan Kyzikos Kolezyumu veya amfi tiyatrosu da Roma’da bulunan Kolezyum‘dan sonra en büyük amfi tiyatrodur. Ayrıca Roma döneminin en büyük sütun başı örneği de buradadır.

 

Kirazlı Manastırı

 

     ,

     

      Kirazlı Manastırı, Kapıdağ Yarımadası’nın kuzeydoğu sahiline yakın bir yerde Yukarıyapıcı ile Ballıpınar(Kocaburgaz) köyleri arasında bir yükseklikte, Ballıpınar köyünün altı kilometre batısında yer almaktadır. Ortodoks geleneğine göre manastır eski bir tapınağın yerinde kurulmuştur. Eskiden yöredeki Rumların dini merkezi olan manastır Havari Lukas’ın eseri olduğuna ve mucizeler yarattığına inanılan Panagia Faneromeni (Faneromeni Meryem’i) ikonasından medet uman binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyordu. Şimdi bu ünlü ikona İstanbul’da Fener Rum Patrikliğinin katedralinde sergilenmektedir.

      1922 yılında terk edilen manastır, ağaçların arasında kaybolmuştur. İyice yaklaşmadan kendini göstermez.
1895 yılından inşa edilmiş 99 odalı görkemli binasından geriye yüksek duvarlarla, büyük oranda yıkılmış bir kilisenin kalıntısı ulaşmıştır.

      Kirazlı Manastır çevredeki tabiatın güzelliği, hemen yanından geçen suyun ve doğanın güzel sesleriyle birleşince sanki oraya özgü müzik çalıyormuş duygusu uyandırmakta.
Özellikle sonbahar ve ilkbaharda görülmemiş rengarenk çiçeklerin süslediği Manastır ve çevresinin ahenkli güzelliği, belki de insanların yüzlerce yıldır orada ibadet etmelerinden kaynaklanan, gezenlerde huzur ve uhrevi duygular uyandırmasına neden oluyor...

 

Kiraz çiçeği mottosuyla tasarlanmış deniz manzaralı otelimiz

     - Otelde tüm odalarımız balkonlu ve deniz manzaralıdır.

• 2 adet 90*190 ölçülerinde tek kişilik yatak ya da çiftler için double yatak (Tek kişi kalma farkı 500 TL, otele ödenecektir, otelin müsaitliğine göre tek kişi kalma taleplerine yanıt verilecektir.)
• Klima
• TV
• Banyoda saç kurutma makinası
• Tek kullanımlık buklet ürünler(şampuan, duş jeli, saç kremi, makyaj pamuğu, terlik, kulak çöpü)
• Steril edilmiş bornoz havlu seti
• Wi-fi
• 24 saat sıcak su
• Gardırop
• Balkon

     - Etkinlik ücretine akşam yemeği ve açık büfe kahvaltı dahildir.

    Otel restoranında akşam yemeği menüsü;

• ORDÖVR TABAĞI: Havuç Tarator-Acılı Ezme-Rum Cacığı-Şakşuka-Domates-Salatalık-Ezine Peyniri
• ARA SICAK: Paçanga Böreği
• ANA YEMEK: Tavuk Izgara ya da Köfte Izgara
• TATLI: Tahinli Cevizli Kabak Tatlısı

     Kahvaltı açık büfe brunch.

 

Notlar:

• MÜZE KART bulundurunuz. 
• Verilen mesafeler yaklaşık mesafelerdir.
• Yürüyüşlerimizde doğa yürüşüne uygun kıyafet seçimlerinde dikkatli olunması gerekmektedir.
• Katılımcılar doğaya çıktıklarında risk altına gireceklerini bilmelidirler ve bunu göze alarak faaliyetlere katılmalıdırlar.
• Bu faaliyet bir doğa sporudur. Gezi ya da kültür turu etkinliği gibi dakika dakika planlanmış programlarımız yoktur, doğada arazi ve hava koşullarına bağlı değişiklikler olabilir.
• Lider grup ve rota şartlarına göre değişiklik yapabilme yetkisine sahiptir.
• Etkinlikten önce bilgilendirme amaçlı WhatsApp grubu açılacaktır.

 

Görüşmek üzere...

 

          Etkinlik Sorumlusu İletişim: Neslihan Özcan 0541 471 12 19

 

 

 

​​​​​​

Etkinlik Zorluk Seviyesi : 3 - Normal

• Kondisyon :Normal bir kondisyon gerekirir. Doğa yürüyüşünü ilk defa yapacaklar için uygundur.
• Arazi :İrtifa değişimleri çok azdır, az eğimli patika ve traktör yollarında yürünür. Zaman zaman çalılıklara girilir.
• Parkur :Genellikle toprak yoldur, patika ve stabilize yollar olabilir
• Mesafe :5-15 Km arasında değişir
• Kimler Katılabilir : Yürüyüşlere yeni başlayan ve sağlık problemi bulunmayan herkes katılabilir.

* Bu döküman Türkiye Dağcılık Federasyonu standartları baz alınarak hazırlanmıştır.

Ferdi Kaza Sigortası Yaptırılması Katılımcının İnsiyatifindedir.

Sportif etkinliklerimiz T.C.İstanbul Valiliği İl Spor Müdürlüğü ve Spor federasyonlarımız tarafından onaylanan yıllık faaliyet planımız çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.

İstanbul Doğa TÜRSAB üyesidir.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı A Sınıfı Seyahat Acentası
Belge No : 17364